27 Ocak 2014 Pazartesi

YOĞURTLU CEVİZLİ KIRMIZI PANCAR SALATASI

Birkaç gün önce, akşama gelecek misafirlerime salata olarak ne yapsam acaba diye düşünürken, aklıma alışveriş sepetime atıverdiğim iki kırmızı pancar geldi.

Sanırım herkesin sevdiği bir tat değil ama ben bayılıyorum pancara. Rengine de tadına da... Şimdiye kadar hep bu salata için aldım pancarı sonra normal yeşillik salatasına doğradığım oldu (ki o şekilde de çok beğendim) ama bu sefer tek başına birşeyler yapayım dedim kendisiyle... İlk defa denedim yani.

Ben zaten seviyorum pancarı da, misafirlerim de sevince tarifini buraya yazmaya karar verdim...

Şu rengin güzelliğine bakın ya:)



Aslında ben sunumunu tatlı cup larında yaptım çok da hoş oldu ama akşam vakti aceleden o halini çekemedim malesef.

Yığurtlu Kırmızı Pancar Salatası İçin;

Malzemeler:

-2 orta boy pancar
-Bir kase süzme yoğurt
-2 yemek kaşığı mayonez
-Yarım su bardağı iri kıyılmış ceviz
-Damak tadınıza göre tuz

Yapılışı:

-Pancarları hafif yumuşayana kadar haşlayın.
-Ilıyınca kabuklarını soyup rendeleyin.
-Yoğurt ve mayonezi karıştırın.
-Cevizi, tuzu, mayonezli, yoğurdu pamcarlara ila e edip iyice karışmasını sağlayın.


Afiyet olsun....
Devamı >>

25 Ocak 2014 Cumartesi

ANNE ELİ DEYMİŞ BİR KIYMALI LAZANYA:))



Lazanya....
Adında bile karizmatik bir hava var sanki....
Bildiğin makarnayı çok enfes hale getirebilme yeteneğine sahip bir icat...
Seviyorum ben böyle icatları:) 
Pratik, lezzetli, kolay...
Çocuklar da bayılıyor.

Biz bilmezdik eskiden lazanya falan. Amerika da pek meşhur, burda denedim ben ilk. Çok sevdik ailecek. Şu sıralar annem de bizimle yaşıyor, o da çok beğendi ama nedense lazanya ismi aklında 'tanzanya' olarak yer etti bir şekilde. Sonra da espri olsun derken, lazanyanın bizim ailedeki adı oldu tanzanya...:))
2 yaşındaki kızım da uykudan kalkınca 'anne ben tanzanya yicem' deyince isim tescillenmiş oldu:))
Artık makarna alırken tanzanya da alıyorum ben:)

İçinin malzemesini istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Ben google'a kıymalı lazanya yazınca karşıma anne eli gibi çıkınca hiç tereddüt etmeden denedim tarifini. Çünkü daha önceden takip ettiğim, tariflerine güvendiğim bir blog..
Reyhan Hanım, mutfak konusunda oldukça tecrübeli, eğitimli ve yenilikçi bir insan. Kısaca profoyonel diyebiliriz yani. Bloğuna da bu özellikleri yansımış tabi ki, dolu dolu bir blog. Zaten yemek bloğu sahib olan arkadaşlarım kendisini tnıyordur muhtemelen. Tanımayanlar varsa da mutlaka sayfasını ziyaret etmesini öneririm.

Kendisi sorularıma cevap verme nezaketini gösterdi sağolsun. Bloğunu ve Reyhan Hanmı daha yakından tanımak isterseniz, buyrun sorularıma verdiği cevaplara birlikte bakalım...


-Site açmaya nasıl karar verdiniz?

-Yemek yapmak, yeni yemekler denemek benim için hep bir tutku idi.Yeni yemekler denedigimde,  ilk zamanlar not etmiyorum, tekrar aynı yemeği yapmak istediğimde ise bazen aynı sonucu alamıyordum.Daha sonra deftere not almaya başladım baktım öyle de zor oluyor, blog açıp arşivleme kararı aldım. Böylece blog dünyasına adım atmış oldum.

-Bloğunuzu hangi sıklıkta güncelliyorsunuz?
-Eskiden neredeyse her gün güncellerdim.Ama ilerleyen zamanlarda hem zamansizliktan hem de tariflerimin daha çok kişi tarafından okunması için,  hafta da iki yada üç kez güncellemeye başladım. Artık yalnızca ramazan ayında her güne bir tarif ve bir mönü oluşturuyorum. 

-Her gün ziyaret ettiğiniz ya da kendinize örnek aldığınız yemek blogları var mı?
-Her ne kadar eskisi kadar blog okumaya vaktim olmasa da severek takip ettiğim bir çok blog var .
 
-Bloğunuzun size kazandırdıkları neler? 
-Bana kattığı en güzel şey kendime ait bir okur kitlem oldu, ve tabi ki çok da güzel arkadaşlıklar kurdum.
-Sitenizde en iddialı olduğunuz kategori hangisi?
-Aslında her kategori benim için aynı,  tatlı, tuzlu ,çorba v.s hepsinde iddialiyım :)
 
-Blog yazarlığında en çok nede zorlanıyorsunuz?
-Bazen giriş yazısını yazarken zorlanıyorum, onu da bir şekilde hallediyorum. Bir keresinde giriş yazısını yazarken ne kadar zorlandığımdan bahsederek bir giriş yazısı yazmıştım mesela :)
-Bloğunuza gelen ziyaretçilere 'bunu illa ki denemelisiniz' dediğiniz bir tarif var mı?
-Emin olmadigim hiç bir tarifi kesinlikle yayına almıyorum. Bu nedenle tüm tariflerimde iddialiyim diyebilirim.

-Bir yemek bloğunu açtığınızda dikkatinizi ilk çeken şey ne oluyor?
-Tabi ki ilk olarak fotoğraflar dikkatimi çekiyor, ardından anlatım dili ve içerik diye sıralayabiliriz. 

 
-Sizce bir yemek sitesinin olmazsa olmazı nedir?
-Fotoğraf ve eğer varsa yemeğin püf noktaları bence bir yemek blogunun olmazsa olmazidir.

-Sizce mutfakta tecrübe mi önemli, heyecan mı?
-Önce heyecan. Tecrübe zamanla kendiliğinden geliyor zaten.

-Sizce bir yemek blogunda sadece yemek tarifleri mi olmali baska konulara da yer verilebilir mi?
-Başka konulara da tabiki yer verilebilir.mesela lezzet durakları ya da gezi yayınları da yapılabilir.Ama çoğunlukla yemek tarifi olmalı ki yemek blogu olduğu belli olsun :)


Şimdi anne eli gibi'nin kıymalı lazanya tarifine geçelim mi?




Kıymalı Lazanya için 

Malzemeler

12 adet lazanya

3 yemek kaşığı sıvı yağ
500 gr kıyma
2 orta boy soğan
1,5 yemek kaşığı domates salçası
4 adet rendelenmiş domates
tuz
karabiber
 

Beşamel sosu için: 2 su bardağı süt 2 yemek kaşığı un 2 yemek kaşığı tereyağı tuz karabiber
Üzerine de yeteri kadar rendelenmiş kaşar peyniri

 

Yapılışı:

-Öncelikle lazanyalarımızı haşlayalım. Bunun için lazanya kutusunun üzerinde yazan talimatlara uyabilirsiniz.Dikkat etmeniz gereken iki husus var.
Birincisi, çok fazla haşlamayın
İkincisi, lazanyalar birbirlerine yapışmasınlar. Bunun için de lazanyaları tek tek atın kaynayan suya.
-Lazanyalar haşlandıktan sonra soğuk suyun altına tutun ve asla üst üste koymayın yapışmasınlar. 

-Diğer tarafta harç için tavaya sıvıyağı alıp kıymayı kavuralım.
-Suyunu salıp çeken kıymaya ince doğranmış soğanları ekleyelim.
-Soğanlar da kavrulunca rendelenmiş domatesi ve salçayı ekleyelim.
-Domatesin suyu da çekilince tuz ve karabiberi ekleyip altını kapatalım.

Beşamel sos için de;
-Yağı küçük bir tencereye koyup eritelim.
-Unumuzu ekleyip kavuralım. 
-Un kokusu gelince yavaş yavaş suyu ekleyelim ve çırpıcı yardımıyla sürekli karıştıralım.
-Tuzunu ve karabiberini ekleyip kıvamı koyulaşana kadar ocakta tutalım. (Kaynadıktan sonra 3 dk kadar)

-Sosu bekletirsek koyulaşacağından vakit kaybetmeden hemen üç lazanya yaprağımızı tepsimize dizelim.(Üç adet tepsi boyutuna göre değişebilir onu siz ayarlayın kendinize göre.)
-Lazanyaların üzerine beşamel sos ve harcı gezdirelim. 
-Tekrar üç lazanya yaprağı koyup aynı işlemi tekrar edelim. 
-Bu şekilde üç kat harç koyup dört kat lazanya dizmek suretiyle olayı tamamlayalım.
-En üste de sos gezdirip 200 derece fırında sos hafif kızarana kadar pişirelim.
-Daha sonra peyniri üzerine gezdirip tekrar fırına sürelim ve kaşar eriyinceye kadar fırında tutalım.


Afiyet olsun. Reyhan Hanım'a tekrar teşekkür ediyorum:))
Devamı >>

19 Ocak 2014 Pazar

Kaşarlı, Ispanaklı, Kıymalı Pidelerrrrr

İşte vatan hasretinin sonucu başka bir tarif...

Bizim oralarda meşhurdur;
Arefe günleri ya da bir şekilde ailecek bir araya gelinecek günlerde, pidenin iç malzemesi hazırlanır (koca bir leğen kadar) başının üstüne konur doğru pideciye....:)
Sonra odun ateşinde pişen pideler sofraya konur isteyen istediği kadar, tabiri caizse burnunu batıra batıra yer.

Hala öyle mi bilmiyorum...
Bildiğim o pidelerin tadını başka hiçbir yerde bulamadığım...

Canım çok isteyince oturduğum yere bir buçuk saat uzaklıktaki restorana gittik pide yiyelim diye ama alakası yoktu bizim oraların pideleriyle... Bir kere pide dediğin yumuşak olacak, orda yaptıkları çıtır bir hamurla lahmacunvari bir şeydi...

Benim evde yaptıklarım bile daha güzel oldu.

Aslında daha önce birkaç defa daha yapmıştım ama nedense bu sefer hamur aşamasında biraz zorlandım. Acelem vardı biraz, zaten beklediğimden sert olan hamuru iyice mayalanmasını beklemeden bezelere ayırıp iç harcını doldurdum, fırına verdim. Çok ümitli değildim ama öyle güzel oldular ki...yumuşacık, kapış kapış gitti yine.

Malzemeleri kendi yaptığım gibi vereceğim ama lütfen un ayarını yine de kendi ununuza göre yapın. Mesela benim daha önce yaptığım unla beş bardak koymam gerekirken bu sefer iki bardaktan az fazla koyduğumda hamur istediğim gibi toparlanmıştı bile...

Bu ölçülerle beş büyük boy pide çıktı.





Denemek isteyenler için malzemeler;

-1 su bardağı ılık su
-1/2 çay bardağı şeker ( biz hamurda şeker tadını çok sevmiyoruz sizi rahatsız etmiyorsa şeker miktarını biraz daha arttırabilirsiniz.)
-1,5 tatlı kaşığı tuz
-1,5 tatlı kaşığı instant maya

Kıymalı Harç için;

-250 gr kıyma
-Bir büyük boy ya da iki küçük boy soğan
-Tuz, karabiber
-Yeteri miktarda kaşar peyniri rendesi
-Üstünü yağlamak için tereyağı

Ispanaklı Harç için,

-Yarım kilo ıspanak
-Bir soğan
-Tuz
-Yeteri miktarda kaşar peyniri rendesi
-Üstünü yağlamak için tereyağı

Yapılışı;

-Suyu yoğurma kabına alıp içine mayayı serpiştirdim ve 15 dk kadar kabarmasını bekledim.
-Tuz ve şekeri ekleyip kontrollü olarak unu ekledikten sonra yoğurmaya başladım.
-Hamur elime yapışmamaya başladığında un eklemeyi bıraktım ve beş dk kadar daha yoğurdum.
-Ne yumuşak ne set bir hamur oldu.
-Kabımı sofra bezine oturtup ağzını kapattım ve etrafını sardım, mayalanmaya başladı.

-O mayalanırken ben ince doğradığım soğanı kıymayla bir güzel yoğurdum. (Soğanın çok olması bu pidenin en önemli özelliklerinden birisi)
-Zeytinyağı gezdirdiğim tavada kıymayı bastıra bastıra açtırdım ve sulanıp suyunu az çekene kadar ocakta beklettim.
-Tuz ve baharatları atıp harcı ılımaya bıraktım.

-Ispanakları ince doğradım.
-Soğanı da yemeklik doğrayıp, zeytinyağı gezdirdiğim tavada rengi az değişene kadar soğanları kavurdum.
-Ispanakları da ekleyip beş dk kadar ocakta tuttum
-Tuzunu ilave edip hamura doğru yöneldim:)

-Mayalanan hamurdan limon büyüklüğünde parçalar koparıp merdaneyle oval şekilde açtım.
-İçine cömertçe harcımı yaydım.
-Üstüne kaşar rendesini gezdirdim ki yapışma işlemi gerçekleşsin.
-Önceden ısıttığım 200 derece fırında üzerleri kızarana kadar pideciklerimi pişirdim.
-Fırından alınca üzerine tereyağı sürdüm ve ayran yapmak için buzdolabına doğru yöneldim:)))




Biz yerken çok mutlu olduk, darısı başınıza....  :))
Devamı >>

16 Ocak 2014 Perşembe

En Kolay Tavuk Nugget

Bu tarifi Oktay Ustadan öğrenmiştim.

Bir keresinde ani gelen arkadaşlarımıza karşı sevimli bir menu oluşturabilmiş olmama sebep olduğu için ayrı bir sempati duyuyorum kendisine:)

Acayip çabuk pişiyor çünkü... Elimde tavuk eti olsa ve acelem varsa hemen bunu yaparım. Tava başında beklemeyi hiç sevmediğimden tam bana göre bir tarif bu.

Çocuklar için de ideal... Özellikle tavuk eti yemeyen çocuklar tavuğun bu halini genelde seviyorlar. İnsan bazen ne yedireceğini şaşırıyor ya çocuklarına. İşte o zamanlarda bu tarifi deneyebilirsiniz.

Ben bizim bücüre çekici gelsin diye her nuggete renkli kürdan batırdım ama tabi normalde gerek yok.

Yanında marul salatası ve pilavla çok güzel bir menü oldu. Tabi bir de, benim sofralarımın vazgeçilmezi yoğurtla.... Çatalı önce tavuklara sonra yoğurduma batırmak benim için ayrı bir zevkti.

Bu arada, normalde tavuk nuggetin haşlayarak ya da rondoda çektirerek yapılanı da var ama ben Oktay Ustadan böyle öğrenmiştim ve çok şüpheli yaklaşmış olsam da, haşlamadan ya da çektirmeden de içi gayet pişiyor... Bu şekilde çok kolay oluyor yapımı. Kolay ve hızlı!
Zaten Oktay Usta sağolsun beni hiç hüsrana uğratmadı:)




Eğer denemek isterseniz tavuk nugget için;

Malzemeler:

-Üç adet tavuk göğsü
-1 su bardağından az uz
-1 su bardağı galeta unu
-2 yumurta
-Kızartmak için sıvıyağ
-Tuz, karabiber

Un,yumurta ve galeta miktarına gerektiğinde ilave yapabilirsiniz. Başlangıçta çok koymayın tabaklara ki israf olmasın...



Yapılışı:

-Tavukları parmaktan küçük, kuşbaşından büyük doğrayın.
-Damak tadınıza göre tuz ve karabiber ekleyip harmanlayın.
-Tavukları önce una, sonra yumurtaya, en son da galetaya bulayın.
-Kızgın sıvıyağda rengi kızarana kadar kızartın.

Pek yağ çekmiyor ama isterseniz kağıt havluda yağını çektirebilirsiniz.

İnşallah dener ve seversiniz.

Afiyet olsun:))
Devamı >>

14 Ocak 2014 Salı

İŞTE BENİM ÇİÇEK EKMEĞİM:))

Evet doğrudur, ekmeğimi evde yapıyorum.
Evlenmeden önce kimse inanmazdı herhalde böyle olacağına...
Annem de gelip bir süre bizimle yaşayana kadar inanamadı zaten.

Mutfakta ortaya çıkan her güzellik sonucu annem: " gelsinler de, bu kız evlenince ne yapacak bilmiyorum diyenler görsünler bakalım" der.:)
Biri öyle demiş galiba da ağırına gitmiş kadıncağızın:))

Valla internet sağolsun, artık öğrendim neyi nasıl nerde arayacağımı.
Ben yatılı okudum annemden çok birşey öğrenemedim ama yemek siteleri yetişti imdadıma:))
Zaten o yüzden 'en iyi yemek siteleri' diye bir site açtım ya;)

Sakın kızlarınız mutfağa girmiyorsa üzülmeyin, ellerinin altında internet olduğu sürece mutfakta herşey çok kolay...

Gelelim ekmeğimize...

Bu ekmek var ya bu ekmek...... Türkiye'de yaşasam evde yapmak aklıma gelir miydi bilmiyorum ama evlenir evlenmez yurt dışına çıkmanın avantajı işte bu. Aslında içinde ne olduğunu bilerek ekmek yemek gibisi yok...
Herşeyi evde yapabilirsin!
Mutfağa bakış açım daha üretken şekillenmiş oldu.

Çiçek ekmeği çok severim ben. Öğrencilik yıllarımda, fırına gider çiçek ekmek alır, peynirle hangi öğünde olursa olsun karnımı doyururdum. Burda da öyle oldu:))

Ekmek içini çeksin biraz soğusun diye öğleden sonra yaptım. Sıra yemeğe gelince, yemek yapmak için mutfağa giriyordum ki, ev halkı beni durdurdu.
'Gerek yok, biz karnımızı doyurduk:))'

Eveeet, çiçeğimin yarısı sıcak sıcak hüpletilmiş. Tereyağ, peynir ve salatayla... Hamur falan denmemiş sıcak sıcak gitmiş.

E yemek yapmama gerek kalmadı. Aslında üzülmedim değil. Ben o ekmeği tarifini sonra vereceğim tavuk nuggeti arasına koyup yiyebilmek için yapmıştım;) nasip....

Birgün de böyle geçti işte; yemekte çiçek ekmek vardı:))

Bu güzel tarifi birçok ekmeğimin tarifini aldığım 40 fırın ekmek sitesinden aldım.
 Malzemeler:

2¾ bardak beyaz un
1  tatlı kaşığı instant kuru maya
1 yemek kaşığı bal (bal hamura çok güzel kıvam veriyor)
¾ tatlı kaşığı tuz
¼ su bardağı süt
¾ su bardağı su
20 gram tereyağı

Üzeri için:
1 çırpılmış yumurta
Çörek otu

Yapılışı:

Elde yapacaksanız,

-Unu, tuzu, mayayı ve balı karıştırın.
-Yumuşamış tereyağını, ılık su ve sütü ilave edip en az 10 dk yoğurun.
-Yumuşak, ele yapışmayan bir hamur olacak.
-Mayalanmaya bıraktığınız hamur, iki katına çıkınca 8 eşit ve ortası için birazcık büyük dokuz beze elde edin.
-20 cm (24 de olur) çapındaki yuvarlak kalıba bezeleri çiçek şeklinde dizin ve yarım saat kadar tepsi mayası için bekleyin.
-Süre sonunda fırça yardımıyla yumurtayı sürün ve çörek otunu serpin.
-Önceden ısıtılmış 220 derece fırında üstü kızarana kadar pişirin.

Benim gibi hamuru makinada yoğurtmak için de;

-Su, süt, yağ ve balı ekleyin.
-Unu serpiştirip tuz ve mayayı da ekleyin.
-Hamur programında çalıştırıp, mayalanan hamura aynı işlemleri uygulayın....





Fırından çıkınca ılıyana kadar beklemenizi tavsiye ederim yoksa içi biraz hamur gelebilir.

Kesinlikle yapmanızı tavsiye ediyorum:))

Herkese çiçek gibi günler dilerim;))
Devamı >>

11 Ocak 2014 Cumartesi

TAVA BÖREĞİNİ BU HARÇLA DENEYİN:))

Ben tam bir börek canavarıyım!
Hele kahvaltıda börek kadar güzel birşey var mı bilmiyorum.
Ama tabi her zaman fırında börek pişirmeye vakti olmuyor insanın...
Ya da bazen birkaç yufka artıyor yaptığınız bir tariften onları değerlendirmek istiyorsunuz.

İşte tava böreği böyle bir tarif...
Birazcık tembel işi. Kolay çünkü, daha da önemlisi çabucak pişiyor.
Biz çok seviyoruz, sıcacık çıtır çıtır...

Herkes biliyordur internette de birsürü tarif var zaten ama benim paylaşma nedenim ilk defa denediğim börek harcım. Öyle yakıştı ki içine...

Patates zaten mübarek sebze de :), bir de dere otuylza buluşturdum ki şu sıralar dere otunu bir sürü şeyle buluşturuyorum:))

Bu kadar reklamdan sonra tarife geçelim isterseniz...
Malzeme listesini verirken zorlanacağım biraz çünkü cidden bu kadar güzel olacağını düşünmediğimden tarifi paylaşmak aklımda yoktu ve göz kararı ekledim birçok malzemeyi ama zaten pek riskli bir börek sayılmaz...



Malzemeler;

-2 yufka (aslında ben parça parça kalan yufkalarım vardı onlarla yaptım ama iki yufkaya tekabul edecek şekilde vereceğim ölçüyü)
-Bir su bardağına iki kaşık yoğurt koyun ve üstünü sütle doldurun sonra yarım bardak daha süt ekleyin.
-Yarım su bardağı sıvıyağ (ben zeytinyağı kullanıyorum hep)
-Bir yumurta

-İki patates
-Yarım demet dereotu
-Yarım su bardağı rendelenmiş kaşar
-Tuz, karabiber, toz kırmızı biber

Yapılışı;

-Önce patatesleri rendeleyin.
-Az zeytinyağı gezdirdiğiniz tavada patatesleri soteleyin.
-Pişmesine yakın ince kıydığınız dereotu ve baharatları ekleyin.
-En son kaşarı ekleyip biraz ılımasını bekleyin

-Diğer tarafta büyük boy teflon tavaya (tavanıza güvenmiyorsanız azıcık yağlayıp) ilk yufkanızı serin. Kenarları dışarı sarksın.
-Sonra karıştırdığınız süt yumurta yoğurt sıvıyağ karışımını kaşık yardımıyla yufkanın üzerine gezdirin.
-Diğer yufkayı parçalayıp parçaları tavaya yayın.
-Tekrar sııvı karışımdan gezdirin ve tam ortaya gelene kadar bu şekilde devam edin.
-Tam ortaya geldiğinizde patatesli karışımınızı da her tarafına yayın.
-Yufkalar bitene kadar parça yufkaları yerleştirip üzerine karışımı gezdirme işlemine devam edin.
-En son kenarlara sarkıttığınız yufkaları kapatın.
-Biraz orta ateşte pişirdikten sonra kısık ateşe alarak önce alt tarafı pişirin.
-Bir tabak yardımıyla böreğinizi ters yüz edin ve aynı şekilde diğer tarafı da pişrin.
-Bu sürede tavanızın kapağını kapalı tutmada fayda var.
-İki taraf da pişince pizza gibi dilimleyip servis edin.

Afiyet olsun..

İnşallah dener ve beğenirsiniz....
Sıcak börek eşliğindeki kahvaltılar tadında neşeli günler diliyorum:))
Devamı >>

9 Ocak 2014 Perşembe

PORTAKALLI KUP (SARI PUDİNG) :))

Portakali çok severim ben. Taze sıkılmış halini de bütün halini de severek yerim.
Dilimlenip paketlendikten sonra bize hediye edilen bu meyve malesef buralarda taneyle satılıyor. Yine çok pahalı değil çok şükür tanesi 50 cent ama bir kere tatları memleketimdeki kadar güzel değil.

Yine de idare ediyoruz işte... Alıp hasret gideriyoruz.. Arada da böyle tariflerde kullanıp sizinle paylaşıyoruz:))

Portakallı ya, tam kış günlerine göre... Tadı da çok güzel, bir kup yiyen bir daha istiyor. Zaten ben öyle olmadığı sürece tarif eklemiyorum sanırım:))

Ayrıca bu tatlı çocuklara sarı puding olarak yedirilebilir diye düşünüyorum. Bol vitaminli tam şu soğuk günlere göre....

Rengi de kokusu da ayrı güzel olan bu tarifi deneyip muhallebi sektöründe bir yenilik yapmak isterseniz buyrun tarifimize geçelim.


Malzemeler:

Muhallebi için;

-2 su bardağı süt
-2 yemek kaşığı un
-1 yumurta sarısı
-Yarım su bardağı şeker
-Birkaç adet damla sakızı

Portakallı muhallebi için;

-2 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu
-2 yemek kaşığı mısır nişastası
-Yarım su bardağı şeker (portakalınızın ekşilik durumuna göre kontrollü ekleyin)
-Bir portakal kabuğu rendesi

Yapılışı:

-Beyaz muhallebi için damla sakızı hariç diğer malzemeleri tencereye koyup çırpın ve altını yakın. Kaynamaya yakın ezdiğiniz damla sakızını da ekleyin. Bir iki dakika kısık ateşte karıştırıp altını kapatın ve iki dakika kadar mikserle çırpın.

-Kupları yarıya kadar bu muhallebiyle doldurun.

-Portakallı kısım için de tüm malzemeyi karıştırın, kaynayıp koyulaşınca altını kapatın, bir iki dakika çırparak soğutun ve kupların üzerine paylaştırın.

-Buzdolabında soğutup servis edin.

Ben portakallı muhallebiyi kabuklar olmasın diye süzerek döktüm.

Bu tarif için de Pelinchef e teşekkür ederim. Tarifi ordan aldım tek farkla ki, ben damla sakızı ekledim...

Afiyet şifa olsun, bu soğuk günlerde hastalıklar sizden uzak olsun:))


-
Devamı >>

6 Ocak 2014 Pazartesi

SEMPATİK BİR KURABİYE TARİFİ:TRUFFLE KURABİYE:)

Havalar bu kadar soğukken size çay ya da kahvenin yanında içinizi ısıtacak çok sempatik bir kurabiye tarifi vermek istiyorum bugün.
Browni kurabiye de diyebiliriz aslında...
Değişik bir kurabiye...
Nasıl anlatsam, böyle kek gibi ama dışı sert içi yumuşak..
Görüntüsü de çok şirin değil mi?
Şimdiye kadar yiyip de beğenmeyen olmadı sanırım.
Tarifini kaç kere verdiğimi de hatırlamıyorum.
İyisi mi siz kalkın bu kurabiyeyi kendiniz yapın.
Çocuklarınız varsa onlar da bayılacak. Benimki iki yaşına bakmadan gidip gidip tepsiden bir sürü aşırdı:)




MALZEMELER:

Tarifi aldıgım yerde bu ölçülerin yarısı kullanılmış ama bana çok az geldiği için ben iki katına çıkardım ve hiç pişman olmadım:))

- 2 su bardağı un
-1/2 su bardağı kakao
-2 çay kaşığı kabartma tozu
-1 su bardağına yakın robotta ince çekilmiş şeker ( Amerikadaki şekerler zaten ince olduğu için ben şekeri direk ekledim)
-4 yemek kaşığı tereyağı
-2 tane çırpılmış yumurta
-2 tatlı kaşığı portakal suyu
-Kurabiyeleri bulamak için yeteri miktarda pudra şekeri

Su bardağı cup ölçüsü yani 240 ml.



YAPILIŞI:

- Un, kakao, kabartma tozunu biraz karıştırdıktan sonra robotta az çekilmiş şekeri ilave edin.
- Oda sıcaklığındaki tereyağı ekleyip karışıma iyice yedirin.
- Çırpılmış yumurta ve portakal suyunu ekleyip "bu karışım nasıl toparlanacak" korkusundan kurtulun:) (merak etmeyin toparlanıyor)
-Toparlanan hamuru folyoya sarıp buzdolabında yarım saat dinlendirin.
-Süre bitince hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar yuvarlayarak her tarafını pudra şekerine bulayın ve yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye dizin.
-Tepsiyi buzdolabında 10-15 dk soğutun ( bu yöntem birçok kurabiyede iyi sonuç veriyor)
-Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 10-12 dk pişirin.

Süre bittiğinde kurabiyeleriniz çok yumuşaksa bile pişmedi sanmayın zamanla sertleşiyor. Ben genelde kaurabiyelerim çatlayınca fırından alıyorum...

Bekleme süresine riayet ederseniz çok iyi sonuç alacağınızı düşünüyorum

İnşallah dener ve seversiniz.


Kaynak:Pelinchef
Devamı >>